Please assign a menu to the primary menu location under menu

Çocuk TiyatrosuSahne Sanatları

Bosch Çevre Çocuk Tiyatrosu, Depremden Etkilenen Çocuklar için Yola Çıkıyor!

2008 yılından bu yana, sürdürülebilirlik ve çevre bilincini tiyatronun gücüyle çocuklara aşılayan Bosch Ev Aletleri, Bosch Çevre Çocuk Tiyatrosu ile depremden etkilenen çocuklar için yola çıkıyor.

Türkiye’nin doğusundan batısına tüm illerini ziyaret eden Bosch Çevre Çocuk Tiyatrosu, depremden etkilenen çocuklar için yola çıkıyor. La Fontaine Orman Mahkemesi oyununu sergileyecek olan tiyatro, depremden etkilenen 10 il ve depremzede ailelerin nakledildiği diğer illerde çocuklarla bir araya gelecek. Tiyatronun iyileştirici gücünü kullanarak çocuklara stresten uzak, keyifli birkaç saat geçirmesini dileyen oyunun ilk durağı ise Armutlu’daki depremzede çocuklar oldu.

2008 yılından bu yana, sürdürülebilirlik ve çevre bilincini tiyatronun gücüyle çocuklara aşılayan Bosch Ev Aletleri, Bosch Çevre Çocuk Tiyatrosu ile çocuklarla bir gülümseme götürmek için yola çıktı. Çocukların doğa ile arasındaki bağın güçlenmesine destek olan Bosch, bu özel projeyle depremden etkilenen çocuklara ulaşıyor.

Çolpan İlhan & Sadri Alışık Tiyatrosu iş birliği ile hayata geçen, Türkiye’yi 5 kez dolaşan, 600’ün üzerinde temsille yaklaşık 200 bin çocuğa ulaşan tiyatro bir yandan da depremden etkilenen çocuklara ulaşıyor.  

Bosch Çevre Çocuk Tiyatrosu’nun oyunlarına imza atan; oyuncu, yönetmen ve Sakm Akademi Eğitmeni Yiğit Pakmen de tiyatronun çocuklar üzerindeki etkisine değindi; “Tiyatro toplumun her bireyinde olduğu gibi çocuklarda da duygulara hitap eder. Ezbere dayalı bir öğreticilik yerine, sebep sonuç ilişkisi kurdurur. Ayrılacak bir saatlik seyir zamanı ile çocukların bakış açısı genişler, estetik düşünce gelişir, kolektif yaşam ve sanat bilinci aşılanır. Çocukların iyileşmesi toplumun iyileşmesi demektir.”

Tiyatronun var olduğu günden bugüne insan üstündeki en önemli etkisinin yol göstericilik olduğunu belirten oyuncu, yönetmen, Sakm Akademi Yaratıcı Drama Eğitmeni Melda Narin Güler ise; “Çocuklar için sosyal hayatın bir provası olması ve oyun oynama güdüsünü geliştirmesi en önemli sanatlardan biri olmasını sağlamıştır her zaman. Her yerde, zamanda ve mekanda oyun oynama hali, çocuk ve tiyatronun arasındaki bağın en ortak unsurudur. Söyleyecek sözünü, derdini ya da mutluluğunu sahne vesilesiyle aktarmak büyülü bir yol. Bu yüzden çocuklarımıza hitap eden her oyun onların gelişiminde çok önemli rol oynar.” dedi.