Please assign a menu to the primary menu location under menu

Söyleşiler

HAYVAN TELEPATI DENİZ ŞENDUR: “PATİLİ DOSTLARINIZDAN MESAJINIZ VAR!”

Evlerimizin neşe kaynağı küçük patili dostlarımızın bizimle ilgili düşüncelerini hangimiz merak etmeyiz ki… Bu kimi zaman bizimle olmaktan mutlu olup olmadıklarını bilmek, kimi zaman da yaşadıkları sağlık sorunlarını seçme nedenleri ve onlar için yapabileceklerimizi öğrenmek şeklinde uzayıp gider. Eğer siz de bu detaylardan bir veya birkaçını merak ediyorsanız sizi alanında uzman bir hayvan telepatı olan Deniz Şendur ile tanıştırmak istiyoruz. Hazırsanız keyifle okuyacağınız bir söyleşiye doğru haydi gelin hep birlikte yola çıkalım.

SÖYLEŞİ: Ebru ALTIN ÇAPÇI

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Deniz Şendur kimdir?

1978 İstanbul doğumluyum, bir insan formunda oğlum (Doruk), 2 kedi formunda çocuğumla (biri kızım Minnoş, diğeri ailemize yeni katılan oğlum Jesse Peru) yaşıyorum. İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun olduktan sonra yaklaşık 20 yıl kurumsal firmalarda çalıştım. 2016 yılının Aralık ayında Aykut Oğut ve Esra Banguoğlu Oğut’un yaşam koçluğu sertifika programına katılmamla hayatım çok hızlı ve keyifli bir şekilde dönüştü. Scuba dalış ve sualtı özel ilgi alanım, bunların yanında Kundalini Yoga & meditasyonlar, kişisel gelişim, Şamanizm, piyano çalmak, basketbol, koşu da diğer ilgi alanlarım. Şu an da yaşam koçluğu, hayvan telepatlığı ve Re/Max’te gayrimenkul danışmanlığı olmak üzere üç işi birden yapıyorum.

DÜNYA ÜZERİNDEKİ TÜM CANLILAR BİRBİRLERİYLE İLETİŞİM HALİNDEDİR

Son yıllarda sıkça duymaya başladığımız “Hayvan Telepatlığı” tam olarak nedir?

Dünya üzerindeki tüm canlılar birbirleriyle iletişim halindedir. Tüm türler kendi aralarında; enerjisel, hissel ve davranışsal olarak iletişim kurarlar. Bütün canlıların bir manyetik alanı olduğu artık bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçek. (Bakınız kuantum fizik) Bu manyetik alan yani enerji alanı ile bağlantı kurarak hayvan formundaki canlarımızla telepatik olarak iletişime geçebiliriz. Bu iletişim bazen his, bazen görüntü, bazen de duyduğumuz bir kafa sesi ya da bilme hali şeklinde olabilir.

Aslında bizler doğduğumuz andan itibaren tüm canlılarla iletişim kurma yetisine sahibiz. Ancak ilerleyen yaşlarımızda kendimizi diğer canlılardan ayrıştırıp sadece konuşarak iletişim kurduğumuz için bu özelliğimizi unuturuz. Bunu yeniden aktive etmemiz mümkün. Kendimize izin verdiğimizde ve zihnimizi sakinleştirdiğimizde hayvan formundaki canlarımızın bize ne demek istediklerini anlayabiliriz.

Hayvanlarla iletişim kurma yeteneğine sahip olduğunuzu ilk nasıl keşfettiniz ve bu tutkunun peşinden gitmeye karar vermenize sebep olan şey ne olmuştu?

Dalış yaparken sanki su altındaki tüm canlılar benimle iletişime geçiyormuş gibi hissediyordum ama böyle bir şeyin varlığından haberdar olmadığım için sürekli zihnimde geri plana atıyordum. Dalışta olduğum bir gün sığ suda deco beklemesi yaparken bir şey beni ilerideki kayalıkların oraya çağırdı. Herkes diğer tarafta beklerken kayalıklara doğru gittiğimde kovuğun içinde kocaman bir Caretta yattığını gördüm. Bu ve buna benzer olaylar yaşadıkça zihnim daha fazla direnemedi. Bir gün karşıma dünyaca ünlü Animal Communicator Anna Breytenbach’ın Panter Spirit ile konuşma videosu çıktı. Böylelikle yunuslarla ve balinalarla konuşma hayalimi gerçekleştirebileceğimi keşfettim.

Eminim okuyucularımız sürecin nasıl olduğunu çok merak ediyordur. Biri sizden evcil hayvanlarından biriyle çalışmanızı isterse bu süreç nasıl işliyor? Bu anlamda yaklaşık kaç seansa ihtiyacınız oluyor?

Ben sürecin tek seansta çözülmesine niyet ederek seanslarımı yapıyorum, genelde de tek seans yapıyoruz. Sonrasında aile ilave seanslar talep ederse ortaklaşa karar verip ilerliyoruz. Seans talep edildiğinde, seans için çocuklarının (hayvan formundaki) fotoğrafını, tam adını ve ailesinin (beraber yaşadığı kişiler) ad & soyadlarını rica ediyorum. Seans için ortaklaşa bir gün ve saat belirliyoruz. Seansta önce çocukla konuşmamı istedikleri konuları bana yazmalarını rica ediyorum. Seans zamanı geldiğinde ben kendi evimde, çocuk kendi evinde seansımızı yapıyoruz. Seansta çocuğun fotoğrafından enerji alanına bağlanarak iletişim kuruyorum o süreçte başka kimse ile bir bağlantım olmuyor. Seans bittiğinde ise çocukla konuşmamızı anlatan bir ses kaydı hazırlayıp aileye gönderiyorum.

FORMU NE OLURSA OLSUN HEPSİNİN KENDİ DENEYİMLEMEYİ SEÇTİĞİ BİR AMACI VAR!

Her tür hayvanla iletişim kurabiliyor musunuz? Yoksa herhangi bir türde mi uzmanlaşıyorsunuz?

Her tür hayvan formundaki çocukla, hatta bitkilerle de iletişim kurmamız mümkün. Bugüne kadar birçok farklı formdaki hayvan çocuğumuzla iletişime geçtim.

Neden insanlar sizden böyle bir şey istiyorlar?

Bazısı sadece çocuğu mutlu mu, keyfi yerinde mi bunu öğrenmek isteyebiliyor. Bazen çocuklarda davranış değişiklikleri ve tepkiler oluşuyor bunun sebebini ve nasıl çözeceklerini öğrenmek istiyorlar. Bazı çocuklarımız hasta oluyor ve bu fiziksel rahatsızlığı neden seçtiğini, iyileşmeyi seçmek için talep ettiği bir şey var mı bunu öğrenmek istiyorlar. Burada son karar tabi ki çocuğun oluyor. Çıkış yapmış çocukları ile yeniden bağlantı kurmak isteyebiliyorlar. Bazen de çocuklar kayboluyor ve onları bulabilmek için destek istiyorlar. (Burada benim çocukların yerini GPRS cihazı gibi takip edip bulabilme şansım yok. Çocuk ne gösterir ya da hissettirirse onları aktarabiliyorum.)

Hayvan bilinci ile insan bilinci arasında sizce bir fark var mı?

Bence bir fark yok, onlar da bizim gibi ayrı birer bireyler ve kendi özgür iradeleri, kararları var. Sadece deneyimlerinden şunu söyleyebilirim genelde 3-5 yaş çocuk zihniyetinde, saflığında oluyorlar ve tabi ki bolca sevgi dolular.

Bir hayvanla iletişim kurmanın zor veya imkansız olduğu zamanlar oluyor mu?

Seanslarda iletişim kurmak için önce izinlerini istiyorum, kendisi istemezse ya da izin vermezse zaten iletişim kuramayız. Bazen bazı çocukları ikna etmem gerekebiliyor ama bugüne kadar iletişim hiç kuramadığım bir çocuk deneyimlemedim. Çocuğun bu iletişime ne kadar açık olduğu da seansın akışını etkiliyor. İnsan çocukları gibi düşünün bazısı çok içine kapanıktır pek konuşmayı sevmez ya da ilk başta güvenmez, bazısı da ‘Merhaba’ derken her şeyi anlatmaya başlar.

Hayvanların dünyada özel bir amacı olduğunu düşünüyor musunuz? Yoksa her hayvan kendi yaşam amacında benzersiz midir?

Benim seanslardan tecrübe ettiğim hepsinin kendi deneyimlemeyi seçtiği ayrı bir amacı var. Çok severek takip ettiğim Hayvan Telepatlarından Penelope Smith kitabında çeşitli hayvan formlarının yüksek bilinci ile irtibata geçtiğini ve hepsinin ayrı birer görevleri olduğunu ilettiklerini yazmış. Mesela köpekler insanlara koşulsuz sevgiyi öğretmek için dünya deneyimine geliyorlarmış.

“HER SEANS AYRI BİR GÜZELLİKLE GEÇİYOR”

Bir hayvanla iletişim kurarken yaşadığınız en unutamayacağınız deneyim ne olmuştu?

Aslında her seans birbirinden ayrı güzellikte geçiyor. Beni en çok etkileyenlerden birisi, kalp büyümesi olan bir çocuğa iyileşmeyi seçmesini rica edip annesinin onun istediklerini yapacağını anlatmıştım ve o da tamam demişti. Bir hafta sonra annesi bana ağlayarak veterinerden bir mesaj atmıştı, çocuğun kalbi normal çıkmış ve önceki teşhiste hata mı yapıldı acaba diye sormuşlar fakat ellerinde röntgen filmleri varmış ve kalp büyükmüş, sonra normale dönmüş, bu bir mucize diye mesaj bırakmışlardı.

Ölen bir evcil hayvanla, canlı bir evcil hayvan arasında iletişim kurmanın zorluğu veya olasılığı açısından herhangi bir fark var mı?

Hiçbir fark yok, ben özleri(ruhları) ile iletişime geçiyorum, öz ölmüyor sadece fiziksel bedenden çıkış yapıyor, o nedenle tamamen aynı şekilde oluyor.

Hayvan telepatı olmak oldukça sıra dışı bir kariyer. Bu anlamda hayvan telepatlığı konusunda kariyer yapmak isteyen kişilere ne önerirsiniz?

Bu tüm insanlarda var olan bir özellik ve herkes yapabilir aslında. Muhteşem kalp açıcı, sezgileri geliştirici bir yönü de olduğunu söyleyebilirim. Bence herkes kendini bu alana açsa ve o sevgiyi deneyimlemeye kalplerini açsalar dünya harika bir yer olur. O nedenle kendi içlerindeki potansiyele inansınlar, zihinlerini sakinleştirmek üzerine çalışsınlar, kendilerine inansınlar ve kalplerinden gelen sese kulak versinler.

Bir hayvan sahibi olarak şunu sormak isterim. Birkaç sene önce köpeğini kaybetmiş biri olarak uzun süre yeni bir evcil hayvan sahiplenme konusunda oldukça zorluk yaşadım, ta ki birkaç gün önce hayatıma giren 2 aylık kedi yavrusuna kadar. Benimle benzer duyguları yaşayan eminim pek çok kişi vardır. Bizler evcil hayvan sahipleri olarak onlara kendilerini iyi ve mutlu hissettirmek için küçük dostlarımızla nasıl iletişime geçmeliyiz?

Bence en önemli konu çocuğa koşulsuz sevgi verebilmek. Sonrasında ise anlaşıldıklarını ve dikkate alındıklarını bilmek istiyorlar, her çocuk gibi aslında 🙂 Onlarla konuşun normal insanla konuşur gibi onlar bizi anlayabiliyorlar.

Küçük dostlarının ne düşündüğünü ve hissettiklerini merak eden evcil hayvan sahipleri size nasıl ulaşabilirler?

Küçük dostlarının ne düşündüğünü ve hissettiklerini merak eden evcil hayvan sahipleri bana www.denizsendur.com, [email protected] ve Instagram hesabım @deniztheanimalcommunicator üzerinden ulaşabilirler.

Son olarak okuyucularımıza ne söylemek istersiniz?

Önce buraya kadar okudukları için teşekkür etmek isterim. Kalplerinin sesini dinleyip, hayallerinin peşinden gitmelerini dilerim. Sadece sevgi var.