Please assign a menu to the primary menu location under menu

EdebiyatKitap

Saçmalıklar Çağında Eğlence Gerçekten Sanıldığı Gibi Eğlenceli midir?

Eğlence nedir ve niçin bu kadar önemlidir? İnsanlar “eğlenceli” olarak niteledikleri her şeyden gerçekten zevk alıyorlar mı? Neden bazı durumlarda keyif almadığımız halde alıyor gibi yapıyoruz?
İnsanların solukları kesilircesine eğlence peşinde koşmalarının asıl gerekçesi ne?
Eğlence, çağımızda temel bir ihtiyaç hatta görev haline mi geldi?
Eğlenme talebi, olan biten her şeyin eğlenceli olmasında bir ısrara mı dönüşüyor?

Michael Foley Eğlenmek Ciddiyet İster adlı kitabında dans, seks, tatil, spor, oyun ve komedi gibi uğraşları araştırıyor ve eğlencenin pek çok kişinin inandığı gibi kolay, basit ve sabit olmadığını, anlaşılması zor, karmaşık ve değişken olduğunu örneklerle açıklıyor.

“Çoğu yönden eğlence mutluluğa benzer – herkesin istediği ancak kimsenin tanımlayamadığı, yakalaması zor, belirsiz, yalnızca bilinçsizce ve nadiren mümkün olan ve bilinçli bir şekilde peşinden gidildiğinde ortadan kaybolma ihtimali yüksek olan bir deneyim.”

Michael Foley’in yazdığı Ekin Can Göksoy’un dilimize çevirdiği Eğlenmek Ciddiyet İster Beyaz Baykuş Yayınları’ndan çıktı.

Arka Kapak Yazısı

Saçmalıklar çağı insanı için artık tek bir düşünceden söz edebiliriz: Eğleniyorum o haldevarım! Çünkü bugün artık eğlenmek bir ihtiyaçtan da öte bir görevdir. Saçmalıklar çağında, iş eğlenceli olmayı amaçlar. Din eğlenceli olmayı amaçlar. Hatta savaş bile eğlenceli olmayı amaçlar.

Eğlenceye gıpta ile bakılır ve eğlenenler seküler kurtarılmışlardır. Farklı olmak için verilen sonsuz mücadelede eğlence züppeliği, özellikle statü ve para sahibi olmayanlar için yeni ve önemli bir stratejidir. Sosyal medyanın temel işlevlerinden biri de, insanları sürekli eğleniyormuş gibi göstermek, mış gibi hayatları beslemektir. Peki gerçekte eğlence nedir? Neden pek çok insan ona büyük değer verir ve ateşli biçimde peşinden koşar?

Michael Foley, bu kitapta niçin diğer insanlar kadar “eğlenmediğinin” peşine düşüyor. Kendine özgü mizah anlayışı ile danstan sekse, politikadan dinlere kadar pek çok kavramı mercek altına alarak, eğlencenin –çoğu insanın düşündüğünün aksine– kolay, basit ya da belirli sınırları olan bir yapıdan daha çok, tanımlanması güç, karmaşık ve devamlı değişen bir doğası olduğunu ortaya koyuyor.